“Osmanlı Torunuyuz” diye atılan yumruk…
66 yaşındaki Selçuk Tengioğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e AKM’de Sırrı Süreyya için düzenlenen anma töreni çıkışında saldırıda bulunurken “Osmanlı torunuyuz” demiş…
“Osmanlı torunuyuz” derken bilgi birikimi ne düzeydedir bilemiyorum. “Osmanlı torunuyuz” diyenlerin büyük bir çoğunluğunun ideolojik doldurma dışında bilgi birikimi olduğunu sanmıyorum.
Osmanlı denilince bundan bir millet anlıyor. Ve Osmanlı’yı Türk sanarak onu atalarımız yerine koyuyor.
Osmanlı, bir milletin adı değil, bir ailenin adıdır. “Âl-i Osman” yani Osman oğulları diye bilinen ve Söğüt bölgesinde küçük bir beylik kuran ailedir bu. Bu aile, Türk’tür yani Türk milletin bir parçasıdır.
Türk töresinin egemen olduğu kuruluş süreci, saray teşkilatı devreye girince yavaş yavaş atılmış; yerine Sünni Şeriat anlayışı egemen olmuştur.
Anadolu’da Türk Beylikleri bir bir ortadan kaldırılırken Türk Beyliklerinden gelen beylerden kimse Osmanlı Devleti içerisinde yer bulamadılar. 2. Murat sonrası Devşirmeler Osmanlı yönetim içerisinde etkinliğini iyice arttırmışlardır.
İstanbul’un Fethinden sonra Bizans Saray gelenekleri ve siyasi yönetim biçimi Osmanlıyı etkilemiştir. Fuat Köprülü’nün “Bizans Kurumlarının Osmanlıya Etkisi” kitabına bakabilirler.
Osmanlı ailesinden gelen padişahlar, Türk ailelerin de beylik isteğiyle ortaya çıkmalarını önlemek için asla Türk kızlarını eş olarak almamışlardır. Türk korkusu yüzünden, Osmanlı ailesi Türkleri devlet organının dışına atmıştır.
Türk karşıtlığı Fatih Sultan Mehmet zamanında başlatılmış, torunu olan Yavuz Sultan Selim döneminde ise tam bir Türk düşmanlığına dönmüştür.
Böylece, devlet örgütündeki Türkler temizlenmişler; kurucu millet Türk, kendi devletinin düşmanı gibi gösterilmiştir.
Topkapı Sarayı, Osmanlı Devleti’ni yöneten kadroların yetiştirildiği yer idi. Buradaki Enderun denilen okuldan yetiştirilen devşirmeler devletin merkez ve taşra örgütlerini yönetirdi.
İşte bu okula, Ermeni, Sırp, Bulgar, Macar, Rum, Arnavut vb… Hıristiyan kökenli milletlerin çocukları alınırken yüzyıllar boyunca 1 (bir) tane bile Türk çocuğu alınmamıştır.
İşte Osmanlı yönetimi dediğimiz tabaka, bu Hıristiyan çocuklarından oluşturulan tabakadır.
Şimdi soruyorum: Bunlar bizim atalarımız olabilir mi?
Bizim Osmanlıcılar bilmez ama o devletin adı bile Osmanlı değildi ve “Devlet-i Âliyye” idi.
Bu devleti yöneten kadroların temel özelliği Türkleri düşman görmeleri idi. Bunların çevresindeki şairler de aynı kafadaydılar ve efendilerine hoş görünmek için Türklere demediklerini bırakmıyorlardı.
Örneğin Kanuni Sultan Süleyman’ının has şairlerinden Taşlıcalı Yahya, Türkleri “Türk-i ebter” yani soysuz Türk diye aşağılayıp şöyle yazmıştı:
“Bî-namaz idi hem yüzi kare
Düşmayince başı inmezdi yere”
“Okara yüzlü (alçak) adam namaz kılmazdı
Başı kesilip yere toprağa düşmeden de yere değmezdi.”
Kendisinden 50 yıl önceki Kadimi mahlaslı saray sekreteri şair daha sertti. Bakın yazdıklarına:
“Türk’ü zannetme ki ola âdem
Türk ile oturma durma bir dem
— — —
Ser-i Etrak’i kesip hiç yime gam
Uktül-üt Türk’e velev kane ebak”
“Türk’ü sakın insan sanma
Onunla asla bir an bile bir araya gelme
Türklerin başını hiç üzülmeden kes
Baban bile olsa Türk’ü katlet.”
İşte, birilerinin atamız, dedemiz diye savunduğu Osmanlı bu…
Yetmedi mi? Size bir de meşhur şair Nefi’den de örnekler verelim.
Bakın Türk’ü nasıl aşağılamış:
“O faziletle bak eşek Türk’e
Asrının hâce-i efdali görünür”
“O anlayışla bak eşek Türk’e,
Çağının seçkin hocası görünür.
“Gider ol Türk-i dûnı kim dahi
Torbasında seferceli görünür”
“Uzaklaştır o aşağılık Türk’ü ki
Torbasında ayvası görünür”
“Türke Hak, çeşme-i idraki haram etmiştir
Eylese her ne kadar sözünü sihr-i helâl”
“Allah, Türk’e akıl çeşmesini haram etmiştir,
İsterse sözünü sihirle bezesin.”
Padişah hocası sayılan tarihçi Sadettin Efendi de Türk’ten söz ederken,
“Etrak-ı bî-idrak” yani
“Akılsız, aptal Türk” demiyor muydu?
Buna benzer yüzlerce örnek var.
Göçer olarak Anadolu’ya yerleşen Türk boyları gerek Anadolu Selçuklu Devleti döneminde gerekse Osmanlı Devleti’nin Anadolu’da siyasi birliği sağladığı dönemde devlet aygıtı dışında tutulmuşlardır. Bu durum Türk boylarını Safevi Devleti’nin Türk Kültürüne daha yakın olan Şah İsmail’e yoğun olarak yönlenmesine yol açmıştır.
Anadolu’daki Türk Boyları göçebe yaşam tarzından yerleşik yaşama geçiş sürecinde zorluk çekince doğal olarak eğitimsiz, sanat ve kültürel olarak geri kalmışlardır.
Osmanlı Saray ve onun oluşturduğu sanal kültürel değerlerle Anadolu’daki Türklerin bir bağı kalmamıştı. Onun içindir ki, aşağılayıcı şekilde yazıp konuşmuşlardır. Osmanlıca denen ucube dili Anadolu’daki insanın anlaması mümkün değildi.
Mısır’ın fethi ve Mısır ulemasının İstanbul’a taşınması sonrası İlmiye Sınıfı da iyice Arap kültürü etkisine girdi. Osmanlı Devleti’nde var olan bilimsel kırıntılarda yok edildi.
36 Osmanlı Padişah’ında tek birinin annesi Türk’tür.
Aslında bize Anadolu’yu Türkleştirerek bırakanlar Anadolu Selçuklu Devleti öncesi ve sonrası kurulan Türk boylarıdır. Büyük Moğol baskısından kaçarak Anadolu’ya sığınan bu Türk boyları ne Fars ne de Arap kültürünün etkisinde kalmamışlardır.
Bu da Anadolu’nun Türkleşmesini sağlamıştır.
Osmanlı Devleti’nin büyük katkısını yok saymak mümkün değildir. Yüzyıllar boyunca Anadolu Türk halkını savaş zamanında asker deposu görmüştür. Ve Anadolu’yu 1918 yılına kadar korumuştur. Bu da Anadolu’nun Türk yurdu olarak kalmasını sağlamıştır.
İslamcılık 1860 yıllara kadar tek seçenek olarak kalmıştır. Genç Osmanlılar ve Jön Türk hareketi ve İttihat Terakki içerisindeki Türk kökenliler yavaş yavaş Türk Milliyetçiliğine yönelmişlerdir.
Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları döneminde zirve yaparak Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuşlardır.
04.05.2025
Muhsin YAZICI
www.bilimsanatyolu.com
Yorum gönder