Pazar fıkraları: 15
Öküz gibi görüyor
Kahireli bir taksici arabasına binen yabancıya sormuş.
-“Ya anlamadığım bir şey var. Bu Hindistan Cumhurbaşkanı Rajiv Gandi geçen bir toplantıda bütün liderlerle tokalaşıp neden bizim Mübarek’in önünde eğildi, biliyor musun?”
Yardımcı seçimi
Nasır Başkan olduğunda, Başkan Yardımcılığı’na günün birinde kendisine rakip çıkmasın diye ondan daha az zeki birini yardımcı yapmak istedi. Enver Sedat’ı buldu.
Enver Sedat da Başkan olduğunda Nasır’la aynı gerekçeyle kendisine yardımcı olarak Hüsnü Mübarek’i seçti.
Hüsnü Mübarek’in bir yardımcısı yok. Çünkü Mısır’da ondan daha aptalı yok.
Seçim zaferi
Clinton bir gün Mübarek’i ziyaret etmiş.
-“Ya, Başkan size çok özeniyorum. Bizde seçim sonuçları günlerce belli olamayabiliyor. He türlü teknolojiyi kullanıyoruz ama bir türlü bu işi beceremiyoruz. Sizde ne güzel, sonuçlar sandığın kapanmasından birkaç saat sonra belli oluyor. Nasıl yapıyorsunuz bunu? Sizinkiler gelip bizim seçimler için de çalışsa ya” demiş.
-“Hay hay” diyen Mübarek ekibini ABD seçimlerine göndermiş.
Seçimler yapılmış. Birkaç saat sonra Mısırlı seçim uzmanları sonucu açıklamışlar: Yüzde 90 ile Hüsnü Mübarek kazandı.
Üstten inme
Anne balık bir gün yavru balıkları toplamış, avcılara ve muhtemel tehlikelere karşı alınması gerekli tedbirleri anlatıyormuş:
-“Grup dayanışmasının gereği ve şekilleri, sizden büyük balıklarla karşılaşırsanız ne yapmalısınız, hangi balıklar tehlikelidir, motor sesinden balık avcılarının yaklaşmakta olduğu nasıl anlaşılır, oltaya yakalanmamak için nelere dikkat etmeli… v.s.”
Tam bunları anlatırken üstten, sık dokunmuş ve oldukça büyük serpme bir trol iner ve hep beraber içinde kalırlar.
Yavru balık sorar;
-“Anne bu durumda ne yapacağız?”
-“Yavrularım, buna ‘üstten inme’ denir, bazı şeyler vardır ki buna yapabileceğimiz hiçbir şey yoktur!”
Tuhaf dünya
Yavru fare annesine sorar;
-“Şu dünya ne kadar tuhaf, değil mi anne?”
Anne de yavrusuna sorar;
-“Neden?”
Yavru fare yanıtlar;
-“Biz kedilerden korkuyoruz… Kediler köpeklerden… Köpekler insanlardan… İnsanların erkekleri, kadınlardan… Kadınlar ise bizden korkuyor!”
Senin şapkan niye yok
Orman sakinlerinden tilki, tavşanı her gördüğünde,
-“Senin şapkan niye yok!” diyerek ensesine bir tokat atarmış.
Zavallı tavşanın elinden bir şey gelmezmiş.
Tilki bir arkadaşıyla gezinirken yine tavşanla karşılaşırlar. Önceki durumları bilen arkadaşına der ki;
-“Şu tavşanı bu sefer farklı bir sebeple pataklayayım da gör! Sigara almaya göndereyim, filtresiz getirirse, niye filtreli getirmedin diye, yok filtreli getirirse, niye filtresiz getirmedin diye pataklarım…’
Nitekim çağırdığında korkarak yanına gelen tavşana;
-“Git bana bir paket sigara al getir!” demiş.
Tavşan yollanmış, ancak beş on adım gittikten sonra dönüp sormuş;
-“Sigaranız filtreli mi olsun, filtresiz mi?”
Tilki bozulmuş;
-“Sen buraya gel bakalım!” demiş, tavşan yanına gelince de;
-“Senin şapkan niye yok!” deyip, iki esaslı tokat atmış.
Fotoğraf
Mussolini savaş raporlarını renkten renge girerek okuyordu.
Bir ara başını kaldırdığında, gözü duvarda asılı duran kendi portresine ilişti.
Mussolini gözünü kırparak sordu:
-“Bu gidişle halin ne olacak?”
Duvarda asılı duran fotoğraf yanıt verdi:
-“Ne olacağı belli, beni indirip seni asacaklar.”
Olay yerinde yoktum…
Deprem bölgesinde yıkılan bir binanın müteahhidine dava açılır. Mahkeme zamanı gelir fakat müteahhit ortalıklarda yoktur.
Hakim savcıya döner:
-“Ne yapalım?”
Savcı:
-“Formalite icabı bir mahkeme yapalım elbet birini tutuklarız!”
Hakim:
-“Kimi tutuklayacağız?”
Savcı:
-“Kumu tutuklayalım.”
Kum çağrılır. Hakim:
-“Kum! Seni tutuklayacağız!”
Kum:
-“Beni tutuklayamazsınız benim işim sadece sıvada… Yıkıma ben neden olmadım ki! Siz çakılı suçlayın.”
Çakıl çağırılır… Hakim:
-“Çakıl! Seni tutuklayacağız.”
Çakıl:
-“Beni tutuklayamazsınız! Benim orda işe yaramam için çimento lazım! Asıl iş onda!”
Çimento çağırılır. Hakim:
-“Çimento! Seni tutuklayacağız.”
Çimento:
-“Benim sağlam olmam için demire ihtiyaç vardır. Asıl sorumluluk onda onu tutuklayın.“
Demir çağırılır. Hakim:
-“Demir! Seni tutuklayacağız!”
Demir:
-“Beni de tutuklayamazsınız!”
Hakim:
-“Neden?”
Demir:
-“Çünkü ben olay yerinde yoktum ki… Mütahitin şu an gittiği tatil köyüne gitmiştim”
Amma da geride kalmış…
Hipodromda günün birinde atla eşek yarışa çıkmışlar.
Eşek henüz üçyüz metre yol almışken at binikiyüz metreyi kat edip eşeğe arkadan tekrar yetişmek üzere yaklaştığında arkaya doğru bakan eşek gerilerdeki atı görünce kendi kendine der ki:
-“Amma da geride kalmış, ha!”
Tartışma
Kurt ile eşek tartışıyorlarmış.
Kurt:
-“Çimen yeşildir.”
Eşek:
-“Çimen sarıdır.”
‘Yeşildir’… ‘sarıdır’… derken sonunda konuyu ormanın kralı aslana anlatmışlar.
Aslan kurda bir ay hapis cezası vermiş. Eşeği de serbest bırakmış.
Kurt şaşkınlıkla aslana yaklaşmış ve sormuş:
-“Hakikaten sen de çimeni sarı mı görüyorsun?”
Aslan:
-“Hayır çimen yeşildir…”
Kurt:
-“O halde neden bana bir ay hapis cezası verdin?”
Aslan:
-“Bir eşekle tartıştığın için…”
www.bilimsanatyolu.com
Yorum gönder