Pazar fıkraları: 16
Babam haklıymış…
Bir ilkokulda bayan öğretmen, sabahleyin ilk derse girince, bir de ne görsün; tahtaya tebeşirle koskocaman müstehcen bir resim çizilmiş, altında da bir yazı:
-“İşte hepimizin çıktığı yer.”
Bayan öğretmenin kan beynine sıçramış:
-“Hangi terbiyesiz sersem çizdi bu aşağılık resmi”, diye bağırmaya başlamış.
Birkaç öğrenci:
-“Misgün çizdi, Misgün çizdi” diye seslenmişler.
Bayan öğretmen, biraz da gülümseyerek önüne bakan Misgün’e dönmüş:
-“Dersten sonra hemen yanıma gel de, göstereyim sana kara tahtaya öyle resimler çizmenin ne demek olduğunu”, demiş.
Ertesi gün kara tahtada tebeşirle şöyle yazıyormuş:
-“Gerçekleri gösterip söylemenin cezası çok büyük oluyor; meğer babam haklıymış.”
Sinemaya nasıl giderim
Annesi küçük kıza ‘bak, diyormuş;
-“Şayet uslu durursan cennete gidersin, yok uslu durmazsan da cehenneme. ’
Kız da masum masum sormuş annesine:
-“Peki, ne yaparsam sinemaya giderim?”
Devam et… Devam et…
Bir orman korucusu, ormanların içinden geçen bir derede yüzmeye kalkmış birini görünce, kendisine bağırmaya başlamış:
Kıyıdaki,
-“Burada yüzmek yasaktır levhasını görmedin mi?”
Deredeki adam da, boğuk bir sesle yanıt vermeye çalışmış:
-“Ben… ben yüz… yüzmüyorum ki. Boğu… boğuluyorum.”
Orman korucusu:
-“O zaman sorun yok, demiş; devam edebilirsin.”
Beyaz zenci Amerikalı
Amerikalı bir tüccar, gece geç vakit Alabama’daki küçük kentlerden birine inmiş. Otellerin hepsi doluymuş, hiçbirinde yer yokmuş. Sadece bir tanesinde bir-iki boş oda varmış ama, o otel de salt siyahiler içinmiş, beyazlar alınmıyormuş.
El elde baş başta kalan Amerikalı tüccar, bir kafeteryanın mutfağından bol kömür tozu alıp; yüzünü, alnını, ensesini, her tarafını siyaha boyayarak, bir siyahiden daha siyah bir görünümle gitmiş salt siyahilere ait otele ve ve böylece başarmış kendisine bir oda bulmayı.
Oteldeki odasına çıkarken de, servis görevlisine:
-“Beni sabah saat tam 6’da uyandırın, trene yetişmem gerekiyor”, diye tembih etmiş.
Ertesi sabah ucu ucuna uyandırılınca da, alelacele giyinip istasyona koşmuş ve kalkmak üzere olan trene binmiş hemen.
Kompartımana girip henüz oturduğunda, bir kontrolör dikilmiş karşısına:
-“Bu tren beyazlara ait siyahiler binemez; derhal inin”, demiş.
Adam gülmüş:
-“Bir dakika bekleyin, demiş; büyük bir sürprizle karşılaşacaksınız. Benim de, sizin kadar beyaz olduğumu göreceksiniz.”
Ve cebinden bir mendil çıkarıp başlamış hızlı hızlı yüzünü silmeye. Ama ne yapsa beyazlaşamıyormuş. Hırsla, derisini yüzercesine siliyormuş yüzünü, ama nafile; siyahilikten kurtulamıyormuş.
Çünkü efendim, otelin servis görevlisi, uyandıracağı odayı şaşırmış.
Yeni alınan papağan…
Bekri Mustafa, İncili Çavuş’a:
-“Yeni bir papağan fıkrası öğrendim, diyordu; bak dinle:”
-“Adamın birinin küfürbaz erkek bir papağanı varmış. Eve kim misafir gelse, başlıyormuş sövüp saymaya: Ananı avradını.”
-“Ağzının tam ortasına… Aldın mı babayı…
Bekri, devam ediyordu:
-“Adam, küfürbaz papağanını terbiye edecek birilerini aramaya başlamış ve sonunda bulmuş da. Dinine diyanetine düşkün birinin de, kimi görse hemen dua etmeye başlayan dişi bir papağanı varmış. Tanışıp anlaşmışlar sonunda küfürbaz papağanın, durmadan dua edip duran papağanla aynı kafese konulmasında.
Bekri, ballandıra ballandıra sürdürüyordu anlatmayı:
-“Küfürbaz erkek papağan, dişi papağanı görünce:”
-“Haydi gel, demiş; azıcık çöker gibi yap da, hayatın tadını çıkaralım birlikte.”
Dişi papağan da:
-“Oh tamam, demiş; nihayet kabul oldu dualarım işte…”
Bekri Mustafa, İncili Çavuş’a soruyordu:
Bu fıkrayı çok sevdim ama, kimsenin hassasiyetine de dokunmak istemiyorum, ne yapsam acaba?
İncili Çavuş:
-“Dua eden papağanın, dedi; bir papazın papağını olduğunu söyle, kimse alınmaz o zaman…”
Kızım tavuk oldu…
Adamın biri, bir psikiyatra gitmiş:
-“Doktor, demiş; size kızımı getirdim. Kendisini tavuk zannediyor zavallı…”
Doktor:
-“Çok garip, demiş; ne zamandan beri öyle zannediyor?”
-“Hemen hemen 2 yıldan beri…”
-“2 yıldan beri mi; ama çok daha önceden gelmeniz gerekirdi.”
-“Nasıl anlatayım size doktor, biz evcek yumurta yemeyi de çok seviyoruz, o yüzden…”
Ayakkabı kurtaran Viagra
Yaşlı adam, köşe başındaki eczaneye girdi ve…
-“Evladım dedi. Bana şuradan bir Viagra versene…”
-“Vereyim beyamca, ne kadar istiyorsun” dedi eczacı.
-“Bir kaç tane ver işte… Ama benim gücüm yetmez, şunları dört parçaya bölüp de ver.”
-“Ama amcacığım…” diye itiraz etti eczacı.
-“O zaman işe yaramaz ki… Hele bu yaşta…”
-“Evladım dedi yaşlı adam…
-“Seksen yaşına geldim. Derdim seks meks değil, ayakkabımın üstüne işetmeyecek kadar kaldırsın yeter…”
www.bilimsanatyolu.com
Yorum gönder